Binlerce yıla ve farklı İmparatorluklara ev sahipliği yapmış İstanbul ve Sultanahmet Tepesi hakkında anlatacak pek çok hikaye olmalı!
Bu yazıda, satır aralarında kalmış bir kaç dip notu eklemeye çalışacağım.
Sultanahmet Meydanı’nı ve çevresinde dolu dolu bir veya bir kaç gün geçirmek mümkün. Antik çağlardan Osmanlı dönemine kadar şehre hükmetmiş saray kalıntıları ve pek çok müze gibi, dünyanın merkezi de bu meydanda yer alır.
İstanbul’un gizli sütunları
Milyon Taşı, tüm yolların dünyanın merkezine çıktığı zamanlardan yadigar kalmış. Zamanında 4 sütunlu bir yapı iken günümüze sadece bir sütunu ulaşmış. Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’dan önceki başkenti Roma şehrinde de benzer amaçlı bir yapı varmış ancak günümüze ulaşamamış. İstanbul’daki ise, fetih sonrasında, hemen arkasındaki su terazisi inşa edilirken kaidesini kaybetmiş ancak ilerleyen dönemde yapılan kazılarda bulunan sütunu ile geçen zamana direnmeye devam ediyor.
İstanbul’daki en eski anıt hangisidir diye merak ederseniz Gülhane Parkı içindeki Gotlar Sütunu‘nu görmelisiniz.
Sultanahmet Meydanı’nda yer alan diğer bir eski anıt ise Yunanistan’da Delph Manastırı’ndan getirilmiş olan Yılanlı Sütun olarak bilinir. Bu tılsımlı taşın İstanbulluları akrebe ve böceğe karşı koruduğuna inanılırmış. Delph Manastırı’nı ve burada yaşayan kahinleri, denizci Byzas ve askerlerini Körler Ülkesi‘nin karşısına gönderen ve burada büyük bir şehir kuracaklarını vaatmiş olmaları ile hatırlıyoruz.
İstanbul’un antik yolları
Milyon Taşı ile başlayanca Roma İmparatorluğu’nun yeni başkentinden eskisine kadar giden bir yol varmış. Via Egnatia Yolu, aynı dönemde Roma ve Kudüs arası hac rotasının da önemli bir parçası imiş. Günümüzde ulusal ve uluslarası dernekler, bu antik yolun yeniden canlandırılması ve kültür turizmine kazandırılması yönünde çeşitli projeler yürütüyor.
Selanik‘in ortasından geçen caddeye de isim vermiş olan Via Egnatia Yolu vakti zamanında Romalı askerler tarafından inşa edilmiş. Roma ordusu bu sayede zorlu Balkan coğrafyasını aşıyor ve İstanbul’a geliyormuş.
Marmara Denizi’nden dünyanın merkezine ulaşan diğer bir yol ise Mese Yolu olarak biliniyor. Mese Yolu, Yedikule Surları’nın Altınkapı’sında başlar ve Divan Yolu üzerinden Sultanahmet Meydanı’na Milyon Taşı’na kadar varırmış.
Antik İstanbul Hipodromu
Antik İstanbul Hipodromu günümüze kadar ulaşmayı başaramamış. Hipodromun ayakta kalmış arka kapısı Cankurtaran semtinde, bir lisenin bahçe duvarı olarak görülebilir.
17. yüzyılda, Sultanahmet Camii’nin inşası sırasında bulunan taş koltuk ise bugün halen cami bahçesinde sergileniyor.
Sultahahmet konakları
Milyon Taşı’nın arka tarafında ve Yerebatan Sarnıcı için giriş kapısınınn karşısında sadrazam Talat Paşa’nın Konağı yer alıyor. Talat Paşa’nın evi olmuş sarı renkli bu konak paşanın sadrazamlık yaptığı dönemde ise sadrazamlık makamı olarak kullanılmış. Paşa, görevi başında iken bir suikast ile hayatını kaybetmiş. Cinayet sırasında içinde olduğu arabası ve kıyafetleri Harbiye Askeri Müze’de sergileniyor.
12.03.2016
2 thoughts on “Sultanahmet Meydanı”