Perseid Meteor Yağmuru her sene Ağustos ayının ortalarında en yüksek görünürlük oranına ulaşıyor. Biz de bu gökyüzü şölenini seyretmek üzere yola çıkıyoruz. İstanbul şehir merkezine yakın, Şile’de Hacıllı Köyü yakınlarında, uygun bir yerde çadır kampı kuracağız.
Perseid Meteor Yağmuru ne demek?
1992’de Swift-Tuttle kuyruklu yıldızı Dünya’nın yakınlarından geçer. Kuyruklu yıldızın peşi sıra bıraktığı kalıntılarından oluşmuş bir bulut ise her yaz Dünya yörüngesi ile çakışmaya devam eder. Bu buluttan atmosfere giren taş ve toz taneleri çarpışmanın etkisi ile bize yıldız gibi parlak görünüyor ve gökyüzünde kayıp düşüyor.
Hacıllı kamp yerine ulaşım
Cumartesi mesai sonrası yola çıkıyoruz. Ömerli – Paşaköy – Üvezli – Ulupınar yönünde Darlık Barajı’na doğru ilerliyoruz. Yol, köye ve baraja doğru ikiye ayrıldığına baraj yönüne dönüyoruz. Ancak birkaç dakika sonra bu yolun özel bir işletmenin çitleri ile kapatıldığını farkediyoruz. Darlık Barajı’na bu yoldan gidilmiyormuş!
İkinci ekip ile kamp yerinde buluşmak üzere sözleşmiştik. İlk plan değişince, Darlık Köyü girişindeki mesire yerinde buluşmaya karar veriyoruz. Kamp sofrası için evde hazırlanmış kekler ve börekler ile Darlık Köyü Kabaağaç Mesire Yeri’nde çay molası veriyoruz.
Mesire yerinde çay termoslarının biri boşalıp diğeri dolarken ay da gökte yükselmeye başlıyor. Hacıllı Köyü’ne doğru tekrar yola çıkıyoruz.
“Gürlek Şelalesi ve Kamp Alanı” okunu takip ederek Kocadere kıyısına ulaşıyoruz. Çoktan gelmiş ve dere boyunca yerleşmiş; şarkılar, türküler eşliğinde geceyi ilerletmiş gençlerin araçları arasından geçip toprak yolda devam ediyoruz. Köşeyi döndükten sonra daha sakin ve sessiz bir düzlüğe varıyoruz.
Engebeli viraj, belli ki çoğu binek aracın buraya kadar çıkmasına müsaade etmemiş. Binek araç ile geliyorsanız, belli bir noktadan sonra kuma saplanma ve engebeli arazide araca zarar verme ihtimaliniz olabilir. Erken saatte gelip ilk düzlükte uygun bir yer bulmayı veya eşyalarınız ile bir süre yürümeyi göze almakta fayda var. Bizdeki iki araçtan birisi 4*4 olduğu için diğerini çekiyor ve ufak bir heyecanın ardından istediğimiz yere ulaşabiliyoruz.
Saatler gece yarısını geçmişken far aydınlatması ile çadırları ve sofrayı kuruyoruz. Kamp ocağında birkaç dakikada çay demliyoruz. Son dördün fazındaki aydedeye sırtımızı dönüp gökyüzünü seyretmeye başlıyoruz. Gözümüz zamanla karanlığa alışıyor ve iki saat içinde yaklaşık on dilek tutabiliyorum! Ay gökte yükseldikçe, ışığı göğü gündüz gibi aydınlatmaya yetiyor. Sabit gezegenlerden yansıyan keskin ışıkları bile göremez oluyor ve göz kapaklarımızın yerçekimi ile inatlaşmasına bir son vererek çadırlarımıza çekiliyoruz.
Yaz kampının artıları ve eksileri
Güneşin ilk ışıkları ile uyanıyoruz. Çadırdan çıkarken gördüğümüz ilk manzara ise dere boyunca yükselen sis oluyor. Nemli bir yaz gecesinin ardından, çadırlarımızın üstü tüm gece yağmur yağmış gibi ıslanmış.
Özellikle sıcak yaz günlerinde, su kaynağına yakın yerde kamp kuracak iseniz nem oranının gece boyunca artacağını unutmamak gerek! Nem oranının artması ile gece ilerleyen saatlerde üşüyebilirsiniz ve ayak bastığınız toprak kayganlaşmış olabilir.
Kampı toplamadan önce tüm malzemelerin iyice kurumasını sağlamalıyız. Güneşli tarafa doğru çekiyoruz.
Kamp kurduğumuz bölgede herhangi bir tesis veya tuvalet bulunmuyor. Doğada ve özellikle su kaynağına yakın bölgede tuvalet ihtiyacı nasıl giderilmelidir konusunda önceden araştırmanızda fayda var.
Sulak ve sıcak iklimlerin sivrisinek gibi türlü türlü eklembacaklı için uygun bir yaşam ortamı olduğunu gözden kaçırmayınız! Çadırın sinekliğini ve fermuarını daima kapalı tutmalısınız.
Gece boyunca bir kaç kez silah ateş sesi geldi. Gece veya gündüz, çevrede gezerken herhangi bir yabani hayvan görmedik veya duymadık.
Kamp etkinlikleri
Gün ışığında etrafımızı daha iyi görebiliyoruz. Az ilerimizdeki çadırlarda konaklayan aile de bizim gibi erkenden kahvaltı sofrası hazırlığına başlamış. Baba, küçük çocuğa balık tutmayı öğretiyor. Dere oldukça durgun ve yeşil görünüyor. Dere kıyısında vakit geçirmek için keyifli bir hobi olabilir. Çevrede atılmış çöpleri görünce, derenin temiz kalmış olabileceğini pek düşünmüyorum.
Bu kadar güzel bir yerde, dostlarla uzun uzadiye Pazar kahvaltısı yapmak çok keyifli oluyor. Diğer yandan, güneş daha da yükselmeden şelaleye doğru bir yürüyüş yapmak istiyoruz.
Konakladığımız düzlüğün sonunda, Kocadere’nin kıvrıldığı ve suyun havuzda biriktiği nokta suya girmek için en cazip yer gibi görünüyor. Çadırlarını burada kurmuş gençlerin suya girerken attıkları çığlıkları gece boyunca dinlemiştik! Derenin üzerinde sallanmak isterseniz, karşı kıyıdaki bir ağacın dalına ip salıncak asmışlar, eğlenceli olabilir.
Hacıllı Gürlek Şelalesi ve Mağarası
Yaz sıcaklarının artması ile şelalenin suyu çekilmiş ve derenin bazı bölümleri tamamen kurumuş. Kimi yerde patikayı, kimi yerde ise dere taşlarını takip ederek bir saat kadar yürüyoruz. İki noktada taşların üzerine asılmış iplerden tırmanıyoruz. Bu parkurda yürümek isterseniz kaymaz tabanlı ayakkabılar tercih etmelisiniz.
İncecik akan suyu bazı kuytularda birikmiş. Bu havuzların etrafına toplanmış gençler, suya atılmış çöplere aldırış etmeden durgun suyun içinde eğlenmeye çalışıyor.
Güneş hızla yükseliyor ve yakıcı bir hal alıyor. Gürlek Mağarası’na kadar tırmanmadan su kenarında biraz soluklanıyor ve kamp yerine dönüyoruz.
Rotayı tamamlamak isterseniz, Onbir Göller Vadisi olarak araştırabilirsiniz.
Hacıllı Gürlek Mağarası’nın tarihi nerede ise iki bin yıl öncesine dayanıyor. Hristiyanlık henüz Roma İmparatorluğu tarafından resmi din olarak tanınmıyor iken Hristiyanlığı kabul etmiş İstanbullular bu mağarada hapsedilirmiş. Arkeolojik çalışmalar sırasında, mağarada pagan döneme dair çeşitli eşyalar ve kemik parçaları bulunmuş.
Dönüş yolunda, yabani erik toplayan teyzeler ile sohbet ediyoruz. İsmine “keçerik” diyorlar, pekmez kaynatacaklarmış. Çayır çimen kokusunu salmış mavi renkli çiçekler ise yabani bir kekik türü imiş.
13.08.2017
2 thoughts on “Şile Hacıllı Kampı”