Bugün yola planladığımız rotanın gerisinden, Kurucaşile’den başladık. Öğleden önce Cide merkezini ve Loç Vadisini, vadideki mağaları görmek istiyoruz. Devamında İstiklal Yolu olarak belirlenmiş rotayı takip edecek ve Küre’yi geçip İnebolu sahiline ineceğiz.
İstiklal Yolu Projesi ve Küre – Ecevit Hanı
Ana yoldan, yemyeşil ormanlar arasından, Şenpazar – Ağlı – Küre istikametinde devam ediyoruz. Şenpazar’dan bu yana artan rakım Masruf Geçiti (1250 metre)’nden itibaren düşmeye başlıyor.
Öğle yemeği molası için Ecevit Hanı’nda mola veriyoruz. İstiklal Yolu’nun en önemli durağı olan ve yıllara meydan okuyan tarihi konağın hikayesini işletmecilerinden dinliyoruz.
19. yüzyıl başlarında, Kastamonu-İnebolu hattında ticaret hacmi arttıkça yolcu sayısı da artmış. Geniş bir yol açılmış ve konaklama talebini karşılamak üzere belirli noktalarda hanlar inşa edilmiş. Ecevit Hanı da, bu kapsamda 1890’lı yıllarda Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa döneminda inşa edilmiş.
20. yüzyılda ise, aynı yol farklı bir amaç ile kullanılmış. Mondros Mütarekesi sonrasında Anadolu işgal altında iken düşman İnebolu Limanı’nda yenilmiş. Sonrasında İnebolu Limanı, İstiklal mücadelesi için Anadolu’nun dış dünyaya açılan kapısı ve limandan yeni meclise ulaşan İstiklal Yolu ise umut ışığı olmuş.
Ahşap konak, 2006 yılında, Kastamonu Valiliği’nin temellerini attığı “İnebolu’dan Ankara’ya Atatürk ve İstiklal Yolu” projesi kapsamında, orijinaline kısmen sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş. Ecevit Han, günümüzde de konaklama ve yemek hizmeti vermeye devam ediyor.
Konağın alt katındaki geniş salona geçiyor ve bugünkü öğle yemeğimize Ecevit Çorbası ile başlıyoruz.
Ecevit Çorbası
Yokluk günlerinde şifa olmuş çorbanın esasında haşlanmış pirinç ve yoğurt var. Yumurta ile terbiye edildikten sonra üzerine kızgın tereyağı ve nane dökülerek servis yapılıyor.
İnebolu’dan Ankara’ya yapılan sevkiyat ve istiklal yürüyüşünün izlediği rota şöyle imiş:
İnebolu – Küre – Ecevit – Seydiler – Devrekani – Halkacılar – Şeker Köprü – Kastamonu – Beşdeğirmenler – Ilgaz dibi – Ilgaz – Çomarın – Yeniceköy – Kazancı – İnköy – Gündoğdu – Çankırı ve nihayet Ankara.
Bu hat üzerinde, yolcuların konaklaması ve güvenliği için çok sayıda han, otel ve karakol varmış. Bunların bir bölümü milli mücadele sırasında inşa edilmiş. Bu barınak ve güvenlik noktaları şu şekilde sayılıyor:
- İnebolu merkezde Sübyan Çavuş’un oteli,
- Küre merkezde Ahmet Çavuş’un oteli,
- Ecevit Hanı – Hancı Herif Kamil Çavuş ve İsmail Ağa (Kel İsmail),
- Müftoğ Hanı,
- Üyük Hanı,
- Ödemiş Hanı,
- Seydiler Yumurtacı Hüseyin Ağa Hanı,
- Beşdeğirmenler,
- Ilgaz dibi otelleri,
- Ilgaz doruğundaki Jandarma Karakolu ve
- Ankara Taş Misafirhanesi.
Ersizlerdere Kanyonu
Küre’den geçerken hızla düşen rakım Ersizlerdere mevkiinde tekrar yükselmeye başlıyor. Çuhadaroğlu Geçiti’nden (995 metre) itibaren deniz seviyesine inmeye başlıyoruz. Ersizlerdere Kanyonu’na giriş için ana yol üstünde bir tabela ve bilgilendirme panosu göremiyorum.
Bölge, kurtuluş mücadelesi sırasında cepheye giden tüm erkeklerinin şehit düşmesi nedeni ile “Ersizler” olarak anılmaya başlamış.
23.08.2018