Batı Karadeniz kamp rotamızın ilk durağında Güzeldere Şelalesi’ne gidiyoruz. Öğleden sonra ise Torkul Göleti’ne doğru tırmanacağız.
Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkı’na nasıl gidilir?
Sakarya – Düzce D100 otoyolunda devam ederken Düzce’ye varmadan güney yönüne sapıyoruz. Gölyaka – Hamamüstü istikametinde devam ediyor ve Güzeldere’ye sapıyoruz. Yaz günü hava oldukça sıcak ve kurak olduğundan, köy yollarında zorlayıcı bir geçiş hatırlamıyorum. Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkı’na girmeden aracımızı park ediyor ve park içinde yürümeye başlıyoruz. Tabiat Parkı giriş ücreti kişi başı 8 TL (2018). Gişeden geçtikten sonra tabelaları takip ederek tesisin sonundaki şelaleye inen basamaklara varıyoruz.
Her kat merdiven arasında dinlenme bankları ve seyir terasları yapılmış. Manzaraya karşı bir bardak demli çay olsaydı diyenlerdenseniz, ara katta çay ocağı açık!
Şelalenin suyu 130 metreden dökülüyor ve yaz kuraklığında biraz azalmış. Aşağıya doğru indikçe havadaki nem gittikçe artıyor. Merdivenin son basamağına kadar inip uzun uzun doğanın gürültüsünü dinliyoruz. Park içinde üç farklı patikada yürüyüş rotası varmış ama tabelalarda yönlendirme göremedik. Merdivenlerden çıkıp parkın çıkışa doğru giderken “kamp alanı” tabelasını gördüm. Park içinde tesisten çok da uzaklaşmayan bir bölge çadır ve karavan konaklaması için tahsis edilmiş. Kendi çadırınız olsun veya olmasın, tesis hizmetleri çerçevesinde parkta güvenli bir konaklama yapabilirsiniz.
Torkul Göleti
Bu akşam için konaklama adresi olarak Torkul Göleti’ni belirlenmiştik. Şelaleden ayrılıyor ve yola Hamamüstü-Aydınlar yönünde devam ediyoruz. Yaklaşık 700 metre rakımlı Güzeldere Şelalesi’nden inerken Eflani Gölü manzarasını seyrediyoruz. Torkul Yaylası’na doğru gitmek için Kaledibi – Uğurköy istikametini takip ediyoruz. Yayla tabelaları bir noktaya kadar yönlendirici oluyor. Arazinin durumuna göre alternatif yollar bulabilir veya yeterli vaktiniz var ise çevredeki yaylaları geze geze ilerleyebilirsiniz. Torgul Göleti 1300 metre rakımda yer alıyor. Aracınızın tabanı çok alçak değil ise, kuru havada binek araçla da ulaşabilirsiniz. Yola çıkarken yağış ihtimalini, ormanda havanın daha erken kararacağını, gece soğuk olacağını ve şehir trafiği ile arazi şartlarının birbirinden farklı olacağını gözden kaçırmamalısınız!
Wikiloc uygulaması ile kaydettiğim rotamızı bu harita üzerinden takip edebilirsiniz.
Gölet etrafında kısa bir keşif yapıyoruz. Dün geceki yağmur sırasında bölgeye gelmiş ve zor bir gece geçirmiş bir grup arkadaşla tanışıyoruz. Az daha ileride hafif rampa alana yerleşiyoruz. Göletin etrafında, özellikle de yağmur sonrasında çok fazla kamp için uygun, düz alan bulunmuyor.
Torkul Yaylası
Torkul Yaylası, göletin az daha ilerisinde yer alıyor. Gölet kıyısını sakin ve huzurlu bulduğumuz için yaylaya çıkmayı düşünmüyoruz ve kamp malzemelerimizi buraya taşıyoruz. Güneş, devasa ağaçların ardından kaybolmaya başlamışken yayla yolunda çamura saplanmış. Aracı görünce bizden yardım istiyorlar ve eşim, bizim “Sarı” Pajero ile yolda kalmış aracı kurtarmaya gidiyor.
Ben de çadırı hazırlıyor ve sofrayı kuruyorum. Hızla çöken sise rağmen yavaş yavaş kendini belli etmeye başlayan yıldızları ve hilali seyrediyorum. Bir saatlik çabanın sonunda, gençler şehirden gelecek çekiciyi beklerken eşim de kampa dönüyor.
Karanlık çöktüğünde ormanda koşturan çocuklar ailelerin yanına, çadırlarına dönüyor. Yatma saati geldiğinde, göl etrafında sadece karşı kıyıda kamp kurmuş avcıların keskin fenerlerini farkedebiliyoruz.
İlerleyen saatlerde bir grup daha geliyor. Araçların farları ile tüm göle ve çadırlara ışık tutuyorlar. Göl suyunun çekilmesi ile açılmış daracık bir alanda bağıra çağıra bir kaç çadır kuruyorlar. Gruptan bir kaç kişi çevredeki yaş ağaçları kesmeye çalışırken bir kaç kişi de ıslak zeminde yer ateşi yakmaya çalışıyor. Uyarılara rağmen bu tantana sabah serinliğine kadar sürüyor. Bu tutumun adı kesinlikle “özgürlük değil edepsizliktir. Lütfen, dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir zamanda, diğer canlıların haklarını çiğneyecek herhangi bir “özgürlük”e sahip olabileceğimiz fikrini unutalım!
Nemli havanın sesi daha iyi ilettiğini, çadırın içine dahi girseniz kimsenin tüm gece sizin asker anılarınızı dinlemek zorunda bırakılamayacağını, su kenarındaki taze ağaçların öyle kolayca yanıvermeyeceğini, kamp yapmanın sadece ateş yakmak demek olmadığını öğrenelim.
Doğa ile kucaklaşmak isteyen herkesin, öncelikle doğanın kucağına sığındığının farkında olmasını ve burunlarını kaldırmalarını dilerim. Belki o zaman, eteğinde kıvrılıp uyudukları ormanın heybetine saygı duyabilirler!
Doğan güneş ile birlikte hava yeniden ısınıyor ve gölün üzerine çökmüş sis dağılmaya başlıyor. Pırıl pırıl bir sabaha uyanıyoruz. Kahvaltının ardından ormanda keyifli bir yürüyüşe çıkıyoruz. Göletin etrafında tam bir tur atabilir ve orman içinde pek çok çeşit mantar bulabilirsiniz.
Torkul Göleti ve olta ile balık avcılığı
Uyarı levhasında belirtilen kurallara uyarak, gölette balık avlamak mümkün. Bilgilendirme panosunda, gölette her türlü ağ kullanmanın yasak olduğu belirtilmiş. Ayrıca, 15 Mart – 15 Haziran arasında sazan, yayın ve kadife balık avlanması; 15 Aralık – 31 Mart arasında ise turna avcılığı yasakmış. Avlanacak balıklar için asgari boy ve günlük limit kuralları da yine bu panoda bildirilmiş.
Yol üzerinde ve aracınızı park edebileceğiniz düzlükte bir çeşme bulunuyor. Çeşmenin kafası kırıldığı için çeşmeyi alet çantamızdaki kurbağacık ile açabildik. Gün içinde ise kendi portatif çeşmemizi kullandık. İlk kez bir ormanda, ağaçlara çevrenin temiz bırakılması yönünde”uyarı yazısı” asılması ihtiyacını görüyorum!
Torkul Göleti’nde geçirdiğimiz talihsiz gecenin ardından ormanda da fazla oyalanmıyoruz. Bugün Karabük yönünde devam edeceğiz. Yenice Ormanlarını gezme niyetindeyiz!
19.08.2018
2 thoughts on “Torkul Göleti Kampı”