Ana sayfa » Fizik: Bir hayat dersi!
fizik tedavi - ultrason cihazı ekranı

Küçük bir çocuk iken akşam olsun, babam işten eve gelsin, yatmadan önce biraz boğuşalım diye beklerdik. Öncesinde ise biraz ısınmak ve biraz kültür fizik hareketi yapmak lazım tabi!

Ellerimizi tavana kadar uzatır, parmak uçlarımızda yükselerek elma toplardık. Halıya sıra sıra yatar, bacaklarımızı havaya kaldırır ve bisiklete binerdik. Biz biraz aceleci idik. Babam daha oturduğu yerden kalkamadan biz ayağa fırlar ve iki kardeş bir olur babamın sırtını yere yatırırdık. 

Bacak kadar boyumuzla başladığımız kültür fizik seansları modern zamanlara gelindiğinde spor salonunu üyeliklerine dönüştü. Özellikle de günün erkenden karardığı kış ayları işten spora, spordan eve koşturarak geçti gitti. Bir gün bahar geldi. Salonlardan çıkalım, dağ bayır gezelim dolaşalım derken son bir kaç haftadır belimde hissetmeye başladığım bel ağrısının tesellisini fizik tedavi ile bulacağımı öğrendim.

Ne oldu da belim ağrımaya başladı?

Beş hafta önceki Cumartesi sabahı her hafta olduğu gibi güne güzel bir kahvaltı ile başladım. Evi biraz toparladım ve spor çantamı hazırlayıp sokağa çıktım (25 Ocak).

Spor salonunda ilk bir saat tüm vücut kaslarını çalıştırabileceğim hafif tempolu bir ağırlık dersine katıldım. Sonrasında da ısınmış kaslarımı uzatıp esneyeyim diye düşünerek Pilates dersi ile devam etmek istedim. Gel gör ki, bu hafta eğitmen izinli imiş ve derse stajyer bir eğitmen geldi. Kendisi sınıfın genel kapasitesini gözlemek yerine bilgisayar başında çalışır gibi, yapacağımı hareketleri teorik olarak tarif etti ve bir, iki, üç saymaya başladı. Sınıfta derse ilk kez gelmiş olanlar da vardı ve başta herkes birbirine baktıktan sonra kendi temposunda derse katılmaya başladı. Ben de doğru yaptığımı bildiğim hareketler esnasında bile acaba hoca başka bir hareket mi tarif ediyor endişesi ile huzursuz bir saat geçirdim.

Pazartesi sabahı ofise gittiğimde, ilk kez belimde böyle bir ağrı hissediyordum.

İki gün sonra, sabahları yataktan oturarak değil ancak yuvarlanarak kalkabiliyordum. Gün içinde sağa sola dönerken bile zorlanmaya başlamıştım.

Bu süre zarfında spor salonuna gitmeye devam ettim. Ağırlık derslerine katılmadım. Hafif tempolu yürüyüş ve esneme dersleri ile devam ettim. Spordan sonra vücudum ısındığı için ağrım da geçiyordu ve daha iyi hissediyordum.

Bir hafta sonra, ofiste oturduğum yerde bile acı çektiğimi farkeden bir arkadaşım belimin tutulmuş olabileceğini ve kas gevşetici bant kullanmamı önerdi. Daha önce kullanmamıştım. Eczaneye giderek sordum ve Volteren Patch isimli bir kutu bant aldım. Prospektüste tarif edildiği şekilde uyguladım..

Bantlar işe yaradı. Sırtımdan bel boşluğuma doğru dağılan ağrı geçti. Bir hafta sonra, evde temizlik yaparken belimin zorlandığını hissettim. O anda başlayan ince sızı gün boyu devam etti. 

Ertesi gün katıldığım pilates dersinde eğitmen “beli ağrıyan olur ise bu hareketi daha dikkatli yapsın” diyerek alternatif bir versiyon gösterdi. Ders sonunda eğitmene belimin bir süredir ağrıdığını ama hareketlerin şeklini değiştirmemin bir etkisi olmadığını söyledim. Ağrının farklı nedenleri olabileceğini, basit bir üşütme olabileceği gibi daha tehlikeli bir sıkıntı da yaşıyor olabileceğimi anlattı. Doktora gitmemi önerdi!

Pazartesi günü bir ortopedi doktoruna muayene oldum. Geçmiş bir kaç haftada ağrının seyrini anlattım. Sırt üstü yattım. Bacağımı yukarı kaldırdım. Acısız bir şekilde dizlerimi ters yöne eğdim, büktüm. Yattığım masadan kolayca ayağa kalkabildim. Doktor, “MR isteyelim, sonucuna göre konuşalım.” dedi.

MR, vücuda gönderdiği radyo dalgaları ve manyetik alan ile tüm kemikleri, dokuları, organları, sinirleri gösterebilen bir teknoloji. Bir kızak düzeneğine uzandım ve belime kadar cihazın içine itildim. 8 dakika boyunca gövdem içeride uzandım ve ayaklarım dışarıda kaldı. Saat tik tak eder gibi duyduğum ritme ilave olarak üç kez de artan bir ses işittim. Kapalı alan fobisi olan kişiler için bu süre biraz stresli olabilir ama tehlikeli bir durum görünmüyor. 

MR sonuçlarımı göstermek için ertesi gün tekrar doktorun muayenehanesine gittim. Fıtık olmuşum (18 Şubat)!

Profesör unvanını masasının önüne yerleştirmiş doktor bey, bilgisayar ekranındaki görüntüleri hızla geçerken 4-5 omurlarım arasında fıtık oluştuğunu söylüyor. 

Fıtık ne demek, nasıl olur?

Doktor beyin bu basit iki soruya verdiği yanıt maalesef beni pek tatmin etmiyor: Şiddetli bir şekilde öksürmüş olabilirim, ağır kaldırmış, zorlanmış, zorlamış veya kabız olmuş olabilirim. Yani fıtık olabilmemiz an meselesi imiş. Son söz olarak “fizik tedavi yazıyorum, ağrı artarsa ameliyat ederiz” diyerek beni uğurluyor.

Aklımdaki soruları henüz yanıtlayamadım. Neden hasta (bel fıtığı) oldum bilmiyorum. Ağrının artma ihtimali var ise ben ömür boyu “sakat” mı kaldım?

Tedavi için ne yapacağımı böylece öğrenmiş oldum, peki ağrının ileride artmaması için ne yapacağım veye yapmayacağım?

Hayatı olmak veya olmamak şeklinde algılıyor iken arada kalan gri alanları henüz tanımlayamamış olmak beni huzursuz ediyor. Hafta sonu telefonla görüştüğüm fizyoterapist arkadaşım hem bana biraz moral veriyor hem de fizik tedavi için ofisime de yakın bir klinik öneriyor. 

İki omur arasında fıtık oluşmasını şöyle görselleştirebiliriz: Kaşarlı bir tost düşünün, tost fazla sıkışmış ve içindeki kaşar bir yandan dışarı taşmış. Eğer baskı artar ise tost da kaşar da yanacak!

Pazartesi sabahı fizik tedavi doktoruna muayene oluyor ve devamında 14 seans sürecek fizik tedaviye başlıyorum. Tedavi süresince yarım kg bile ağırlık bile kaldırmamam gerektiği özellikle tembihleniyor.

MR raporumu inceleyen fizik tedavi doktoru beni fiziksel olarak da muayene ediyor. Sırt üstü yatıp uzanıp bacaklarımı kaldırıp indiriyorum. Ayaklarımı kendime doğru çekip uzatıyorum. Dizlerimi karnıma doğru çekip ileri uzatıyorum. Doktor dizimden bastırırken bacağımı kaldırmaya çalışıyorum. Belimden aşağıya doğru uzanıp doğruluyorum. Doktorun tarif ettiği tüm bu hareketleri rahatlıkla yapabiliyorum ve ağrı hissetmiyorum.

fizik tedavi uygulaması
fizik tedavi uygulaması

Bel fıtığı ağrısına karşı fizik tedavi süreci:

Şikayetimin tam adı “fıtık başlangıcı” imiş. Fizik tedavi sürecim üç hafta kadar sürüyor. Bu süre boyunca bazı günler ağrım artarken bazı günler yok oluyor. Seanslar için kliniğe gidip gelirken sohbet ettiğim farklı hastalardan duyduğum kadarı ile farklı tür şikayetler için fizik tedavi seansları 14 veya 20 adetten başlıyor. 100 seansa kadar süren tedaviler dahi var. Anladığım kadarı ile beldeki ağrının bacaklara ve ayak parmaklarına kadar yayılması fıtığın ilerlediğini gösteriyor.

Seanslar yaklaşık 40 dakika sürüyor ve bir kaç aşamadan oluşuyor.

  • 7-8 dakika ultrason sıvısı ile masaj
  • 20 dakika boyunca 4 küçük elektrot ile kaslara akım verilmesi ve ısıtılmış havlular ile sauna etkisi yaratan hot pack uygulaması
  • 10 dakika Dolgit ağrı kesici merhem ile yapılan ve ağrı noktalarını uyarmaya yarayan mobilizasyon masajı

Tedaviye başlarken fizyoterapistim bana tedavi planını açıklıyor. Masaj ile farklı dokuların uyarılacağını ve bu nedenle ilk günlerde ağrımın artabileceği yönünde beni uyarıyor.

İkinci hafta içinde ağrım kesiliyor ve dokuları daha fazla uyarmamak için mobilizasyon mesajı yerine ağrı kesici merhemi ultrason sıvısına karıştırmaya başlıyorlar. Beklendiği şekilde, bir kaç seans sonra tekrar ağrı duymaya başlıyorum.

20 dakika süren elektrik ve ısınma aşaması ardından ultrason cihazı ile masaj yapılıyor ve bu şekilde 14 seans tedaviyi tamamlıyorum.

Üçüncü haftaya denk gelen son seansların ardından bel kaslarımı güçlendirecek basit hareketleri öğreniyorum. Her gün yeni bir egzersiz yapıyoruz.

14 seans tamamlandığında bir ağrı hissetmiyorum ve öğrendiğim egzersiz programını her akşam günde bir set olarak takip ediyorum.

Üç hafta da bu şekilde geçtikten sonra Nisan ayı başında kontrol muayenesi için fizik tedavi doktorum ile görüşüyorum. Şikayetlerim sona erdiğine göre akut durumun geçtiği sonucuna varıyor.

Bel fıtığı için yapılan fizik tedavi sonrasında:

İlerleyen günlerde bel kaslarımı güçlendirmek yönünde spor yapmaya devam edeceğim, günlük ve ani hareketlerimde, ağırlık kaldırır iken çok daha dikkatli olacağım. Tedavi süresince ofiste de alarm kurarak kendimi kontrol ettiğim şekilde uzun süre oturmamak gerekiyor.

Hareketli geçen yaz ayları boyunca herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Ta ki, kış gelip de evden işe hareketsiz geçen günler başlayana kadar!

Bir sabah sağ bacağımda garip bir ağrı ile uyandım. Fazla önemsemedim ancak ifade edemediğim bu ağrı gün içinde artarak devam etti. Sağ bacağımın arkası dizime doğru geriliyordu. Sanki bacağımı uçtan uca saran bir yumak vardı ve dizimin arkasında sıkışmıştı. Ertesi gece yatakta bacağımı düz uzatamadım, ayakkabımı çözmek için çömelemedim,  klozet üzerinde bile rahat oturmadım ve hatta ıkınamadım. Bacağımı sarsam sanki biraz rahatlayacakmış gibi hissettim ve gece uyuyabilmek için üst bacağımdan dizime kadar bandaj ile sımsıkı sardı

Ertesi gün masa başında otururken bir sorun yaşamıyor ancak ayağımı ne uzatabiliyor ne de rahat edebiliyordum. Ağrı dizimin arkasından baldırıma kadar yayıldı. Gece fizik tedavi sürecinde kullanılan ağrı kesici krem ile mesaj yaptım ve yine bacağımı sararak uyudum. Sabah uyandığımda bacağım kan dolaşımını zora soktuğum için uyuşmuş oluyordu ve ağrı hissetmiyordum. Üçüncü gün iş yeri hekime giderek muayene olmak istedim. Bu şikayetlerimi nasıl ifade edebileceğimi bilmiyordum. Nerede ise bir yıl önce teşhis edilmiş bel fıtığı problemim ile ilişkili olabileceği aklımın ucuna bile gelmemişti. Bu nedenle, doktor şikayetimi sorduğunda bu teşhisten ve fizik tedavi sürecimden bahsetmedim.

Sağ bacağımın gerildiğini, dizimin arkasında toplandığını neden ve nasıl olduğunu anlamadığımı söyledim. Uzandım. Bacaklarımı yukarı uzatmamı ve ağrının ne zaman başladığını sordu. Dizimi kırmadan bacağımı dik tutamıyordum. Her iki dizimi de çekip karnıma doğru beşer saniye bastırdı. Sonra yüzüstü döndüm ve belimi muayene etti. Başlangıç seviyesinde fıtığım olduğunu söyledi.

Daha önce fıtık oluştuğunu bildiğim aralığa (4-5 omur) eli ile masaj ve baskı yaptı. Egzersize devam etmemi, spor yapmamı ve ağrı yarın sabaha kadar geçmez ise hastaneye giderek muayene olmamı söyledi.

Akşam eve geldiğimde bacaklarımı düz uzatabiliyorum!

Masa başı hastalığı olarak bilinen bel veya boyun fıtıklarında özellikle uzun süreli ve ergonomik olmayan koşullarda hareketsiz kalmak büyük bir tetikleyici! Temkinli olunuz!

Fizik tedavi sırasında 15 dakikada bir masadan kalkıp hareket ediyor iken bu günlerde her saat başı ayağa kalkıyorum.

Bel fıtığı ağrısını azaltmak için evde neler yapılabilir?

Evde kaldığım pandemi günlerinde evde ani bir hareket yapıyorum. Sonrasında bacağımda çekme ve bel fıtığı ağrısı başlıyor. Corona günlerinde hastaneye gitmek istemediğim için evde kendi kendimi nasıl tedavi ettiğimi bu blogda anlattım.

13.03.2015

One thought on “Fizik: Bir hayat dersi!

Comments are closed.