Ana sayfa » Pınarbaşı ve Küre Dağları
Pınarbaşı Horma Kanyonu

Pınarbaşı ve Küre Dağları

Batı Karadeniz bölgesinde ve yaklaşık iki hafta sürecek yeni bir kamp rotası hazırlamaya başladığımda, yolculuğun en yorucu ve bir o kadar da heyecanlı günlerini Küre Dağları eteklerinde, Pınarbaşı çevresinde geçireceğimizi düşünmüştüm. Yanılmamışım!

Keşke daha çok vaktimiz olabilseydi ve Pınarbaşı çevresini tek bir güne sıkıştırmasaydım. Davet edildiğimiz bayram sofralarına tanrı misafiri olmak, çimenlerde uzanmak ve renk renk çiçekleri koklamak ve aylaklık yapmak isterdim!

Azdavay Suğla Yaylası‘nda serin bir sabaha uyandık ve erkenden yola çıktık. Bugün merkezde alışveriş yapacak ve Küre Dağları’na doğru yola devam edeceğiz.

Pınarbaşı ilçe merkezinden geçerken sadece Ziraat Bankası ATM’sini görebildim. Bayramın ikinci sabahında henüz tüm dükkanlar kapalı. Dağlara doğru devam ediyoruz.

Horma Kanyonu

Saat henüz 10 olmadan Horma Kanyonu’na ulaşıyoruz. Aracımızı gişe noktasındaki otoparka bırakıp yürüyüşe başlıyoruz. Kanyon boyunca, kayaların dibinden devam eden ahşap bir yürüyüş yolu yapılmış. Kanyon içinde güvenli bir şekilde 700 metre kadar ilerleyebiliyorsunuz. Yılın en kurak mevsiminde, su seviyesi oldukça sığ görünüyor. Buna rağmen bu kadar güzel ise, kim bilir yağışlı mevsimde ne kadar heyecan vericidir! Kayaların birbirine oldukça yaklaştığı noktada 3. etap inşaatının devam ettiği yazıyor. Kapalı noktadan geri dönüyoruz.

2020 sonrası yazılmış bloglarda 3 km kadar devam eden tüm yürüyüş parkurunun tamamlandığını gördüm. Böylece Ilıca Şelalesi’ne kadar keyifli ve rahat bir yürüyüş yapabilirsiniz. Eğer kanyon sporu ile ilgiliniyor iseniz 2020 yılında tüm hat işaretlenmiş.

Aynı yol hem gidişte hem de dönüşte kullanıldığı için kalabalık zamanlarda yürümesi zor ve keyifsiz olabilir. Buraya, güneşin yakıcı etkisi henüz kendini hissettirmeden, mümkün olduğunca erken saatlerde gelmenizi öneririm.

Hali hazırda, Horma Kanyonu’ndan Ilıca Şelalesi’ne kadar patika yollardan geçerek yürüyüş yapmak mümkün. Wikiloc uygulamasında alternatif rotalar bulabilirsiniz.

Ilıca Şelalesi

Şelaleye kadar araziden yürüyerek gidip gelmek sıcak havada yorucu olacağı için araç ile gidiyoruz. Ilıca Köyü’ne doğru giden soşe yol toprak ile karıştığı için hayli toz duman kalkıyor. Yol üstünde, Muratbaşı Köyü’nün tabelasını görüyor ama sapmıyoruz.

Ilıca Köyü’ne varınca, iki katlı bir köy evinin önünde aracımızı park ediyoruz. Bu evin özellikle pencere kapaklarına yapılmış oldukça güzel kalem ve ahşap işlemeleri dikkatimi çekiyor.

Şelale tabelası hemen bu evin yanındaki patikayı gösteriyor. Çitlerin kenarından yürümeye başlıyoruz. Derinlere doğru devam eden yürüyüş yoluna taş döşenmiş ve toprak zemine göre daha rahat yürünebiliyor.

Pınarbaşı Ilıca Şelalesi
Pınarbaşı Ilıca Şelalesi

Ilıca Şelalesi’nin etrafında, kat kat açılan teraslarda korkuluk ve piknik masaları var. Her köşede, şelale havuzuna girmek konusunda “tehlikeli ve yasaktır” uyarıları yapılmış. İnsanlar pek aldırış etmiyor!

Biz bir kaç fotoğraf çekip geri dönüyoruz. Misafirlerine köyü gezdiren bir amca, henüz saatin erken olduğunu yoksa burada oturacak taş bile bulamayacağını anlatıyor.

Pınarbaşı Valla Kanyonu

Ilıca Köyü’nün hemen çıkışındaki okları dikkate alarak Kerte Köyü yönünde ilerliyoruz. Sıradaki durağımıza, dünyanın en derin ikinci kanyonu, Valla Kanyonu’nu seyretmek için seyir terasına doğru gidiyoruz. Kanyon üzerinde birisi eski (Muratbaşı), diğeri yeni (Kerte) iki farklı seyir terası var. Kanyon girişi Muratbaşı Köyü’nden yapılıyoru. Araştırdığım kadarı ile bu yönde giden yol daha zorlu ve seyir terası da yıpranmış görünüyor (2018).

Pınarbaşı - Kerte yol ayrımı
Pınarbaşı – Kerte yol ayrımı

Kerteköy çıkışında yeni bir tabela görmediğimiz için yol boyunca devam ediyoruz. Bayram günü ortalıkta da kimsecikler yok. Nasıl yapalım, daha ne kadar devam edelim diye düşünürken yola yakın bir bahçede bayramlaşan köylülere denk geliyoruz.

Meğer, geçtiğimiz son sapakta toz toprak içinde kaybolmuş küçük bir tabela varmış. Geri dönüyoruz. Valla Kanyonu seyir terasına gitmek için, Kokurdan Yaylası istikametinde tırmanmaya devam ediyoruz.

Geçtiğimiz ay açılışı yapılan bu seyir terasınına varmak için, herhangi bir merdiven veya yürüyüş parkuru bulunmuyor. Hemen yol kenarında kurulmuş korkuluklu terastan manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Seyir terasının yüksekliği yaklaşık 800 metre. Valla Kanyonu’nda bireysel veya amatör yürüyüş yapmak, zorlu geçişte yaşanmış kazalardan sonra yasaklanmış.

Türkiye’deki en tehlikeli parkurları arasında gösterilen Valla Kanyonu 12 km uzunluğunda ve yer yer 1 km derinliğe ulaşıyor. Valla Kanyonu’ndan yüzerek geçmek isterseniz rehberlik ve uygun ekipmanlar konusunda profesyonel bir destek almalısınız.

Henüz öğle saatlerinde iken bugün için planladığımız gezilecek yerleri tamamlıyoruz. Akşam konaklamak için iki alternatifimiz var. Ya Kokurdan Yaylası’nda kamp kuracağız ya da Cide’ye kadar gidip günün geri kalanını Karadeniz’in serin sularında yüzerek geçireceğiz! Yaban hayatın bu kadar aktif olduğu bir coğrafyada kamp kurmak için yeterli deneyime sahip olmadığımız için deniz keyfi yapmayı tercih ediyoruz..

Pınarbaşı Valla Kanyonu
Pınarbaşı Valla Kanyonu

Macera yeni başlıyor: Zümrüt Köyü

Toz duman içinde kaldığımız köy yolları bizi biraz da yorduğu için en kestirme yoldan Cide’ye gidelim diye düşünüyoruz. Yayla yoluna hiç sapmadan Şenpazar’a varacak ve iyot kokusu burnumuza kadar gelmiş Cide yoluna sağacağız.

Internet üzerinden Kerte yolundan Şenpazar’a nasıl çıkarız diye kontrol ediyorum. Online haritalarda sunulan üç alternatiften ilki sabahtan bu yana geldiğimiz yolu geriye gidiyor. Pınarbaşı ve Azdavay merkezlerinden geçip Ağlı yakınlardan Şenpazar yoluna veriyor. Güzergah muhtemelen asfalt, köy aralarında ise şose olacak.

Diğer iki alternatif ise kıvrımlı orman yollarından geçiyor ve 35-40 km mesafe için yaklaşık 1,5 saat gösteriyor.

Geri dönüp ana yola çıkmak yerine Zümrüt Köyü’ne kadar orman içinden giden rotayı tercih ettik. Önümüzdeki 1,5 saat oldukça sarsıntılı bir yolculuk olacak!

Bizim için asıl stres konuları ise geçtiğimiz engebeli arazide yakıt depomuzun sinyal vermeye başlaması oluyor. Sık ağaçlar arasında izlediğimiz yol, yer yer gözden kayboluyor ve son düzlükte tamamen bitiyor. Zümrüt Köyü’ne ulaşacak son bir kaç km’yi kurumuş bir dere yatağından gidiyoruz.

Dere yatağı ve yaban hayatı

Sık sık ayı izlerine rastlıyoruz. O kadar şanslıyız ki, aracın tüm gürültüsüne karşın etrafta meraklı bir ayı yavrusu ile karşılaşmadık. Arazide ilerlerken ara sıra kornaya basmakta da fayda var!

Internette araştırırsanız son yıllarda civarda kurulu fotokapanlara yakalanmış bozayıların fotoğraflarını görebilirsiniz. Okuduğum yorumlara göre, Küre Dağları’nda yeni yeni taş ocakları açılmakta imiş. Bunlar kontrol edilmedikçe maalesef, yaban hayatı zarar görmekte ve canlı türleri de azalmakta.

Wikiloc uygulaması ile civarda yapılmış trekking parkularını inceleyebilir veya alternatif yaban hayatı gözlem etkinliklerine katılabilirsiniz. Yola devam etmeden önce en azından bir gece bu ormanda konaklamış olmayı isterdim. Konaklama için, Ilıca Köyü yakınlarındaki tesis, bungolov evler veya kamp yeri tercih edilebilir.

Zümrüt Köyü’ne ulaştığımızda, bir evin bahçe duvarı kenarından sokağa çıkıyoruz. Evin önünde oynayan ve dere yatağından çıkıp gelen aracımızı ilk farkeden çocukların şaşkınlığını unutamayız!

Bahçede bayramlaşan teyzelere biz de iyi bayramlar diliyor ve Şenpazar’a nasıl gidebileceğimizi soruyoruz. Son bir saatte o kadar gerilmişiz ki, köyde biraz oturup dinlenmek aklımıza bile gelmiyor. Köy çıkışındaki tabelayı takip ederek Şenpazar’a kadar toprak yolu takip ediyoruz. 

Horma Kanyonu
Pınarbaşı Horma Kanyonu

22.08.2018

3 thoughts on “Pınarbaşı ve Küre Dağları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir