Ana sayfa » Kekova ve Simena Antik Kenti
Kaş Kekova tekne turu, Simena Kalesi -2015 Ekim

Kekova ve Simena Antik Kenti

Daha ziyade denizinin güzelliği ile tanınır Kekova bölgesinde, antik dönem tarihi ile iç içe bir yaşam sürüyor. Kaş-Demre karayolu üzerindeki kahverengi talebelaları takip ederek sahile inebilirsiniz. Limanda Üçağız Köyü’nde veya Kale Köy’de konaklayabilir, Kekova Adası’nı görebilirsiniz.

2015’de Eylül ayında sırt çantam ve toplu taşıma ile Üçağız Köyü’ne gittim. 2021 Ekim ayında ise daha uzun bir rotayı eşim ile birlikte çadır kampı yaparak izledim. Blogun devamında iki seyahatimden hatırımda kalanları ve yeni öğrendiklerimi anlatıyorum.

Kekova bölgesine toplu taşıma ile ulaşım ve konaklama

Demre’ye bağlı Üçağız Köyü’ne gitmek için, günde tek sefer olan Demre – Kekova minibüsüne biniyorum. Eylül ayının sonundayız ve sefer sıklığı da yaz sezonuna göre azalmış!

Gün boyunca Demre’yi gezdim. Akşam üstü bindiğim minibüs ile seralar arasından dolanan yollardan tekrar deniz kenarına iniyorum. Bu saatlerde köy meydanı hareketlenmiş ve karnı acıkmış kediler balıkçı tezgahlarının önünde dizilmiş! Bu gece ve yarın Üçağız Köyü’ndeki bir pansiyonda konaklayacağım.

Alternatif Likya Yolu rotamın devamında ise minibüs ile Demre’ye geri dönmeyi planlıyorum. Otogarda aktarma yapacak ve başka bir minibüs ile Adrasan sahiline gideceğim.

Üçağız Köyü bana huzur veriyor. Yaz sezonunda çeşitli aktiviteler düzenliyor olmak ile birlikte, sadece sahilde oturarak da oldukça sakin ve keyifli zaman geçirebilirsiniz.

Kekova sahili - Batık Şehir antik kent kalıntıları - 2015 Ekim

Kekova sahili – Batık Şehir antik kent kalıntıları – 2015 Ekim

Kaş – Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi

Kekova olarak ifade edilen geniş bölge ismini bölgenin en büyük adası olan Kekova Adası’ndan alıyor. Bölge, 1990 yılında sit alanı olarak ilan edilmiş. Koruma alanı yaklaşık 260 km2 genişliğinde ve sahildeki Üçağız ve Kale köyleri ile birlikte Kaş-Demre yolu üzerinde kalan Çevreli ve Kapaklı köylerini de kapsıyor.

Batık şehir adası olarak da bilinen Kekova Adası, Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtalya tarafından işgal edilmiş. Kıyıya kulaç mesafesindeki ada, 1932’de yapılan bir anlaşma neticesinde Türkiye topraklarına dahil edilmiş.

Adanın Kaleköy’e komşu kıyılarında antik yerleşim Dolkisthe kentinin izleri görülmekte. Bir bölümü sular altında kalan batık kent sahilinde yüzmek ve dalış yapmak için özel izin alınması gerekiyor.

Ada yerleşimi 2. yüzyılda, depremler ile yıkılmış. Ada, Bizans döneminde yeniden imar edilerek yerleşime açılmış. 5. yüzyıldaki Arap akınları sonrasında ise tamamen terk edilmiş.

Simena Kalesi'nden Kekova Adası ve Akdeniz manzarası
Simena Kalesi’nden Kekova Adası ve Akdeniz manzarası

Kekova Tekne Turu

Köydeki tek tam günümü tekne turuna ayırıyorum. Tekne turları genellikle Kaş’dan yolcu aldığı için önceden rezervasyon ile hareket ediyorlar. Ben de pansiyonun sahibine soruyorum ve tanıdığı bir teknede boş yer buluyorum.

Kaş yolcuları Üçağız Köyü limanına tur otobüsü ile geliyor. Teknenin ilk durağı ise bir kaç dakika mesafedeki Kaleköy sahili oluyor. Burada yaklaşık bir saat mola vereceğiz.

Kaleköy antik dönem Likya kenti Simena’nın kalıntıları üzerine kurulmuş. Köyün orta çağ dönemi mirası bir kalesi var. Limandan tepeye kadar taşa oyulmuş daracık basamaklar ile bu kaleye rahatça çıkabilirsiniz.  Gerek manzarası gerekse antik Likya dönemi izleri oldukça etkileyici!

Daha önce Kaş’dan hareket eden bir tekne turuna katılmış ve Simena Kalesi’ni görmüştüm. Bu kez, sınırlı vaktimi masmavi denize ayırıyorum. Kıyıda sıralanmış batık likya lahitleri arasında yüzüyorum. Bir daha geldiğimde bu güzel sahilde kano kiralamak ve kürek çekmek de isterim. Eylül ayında güneş hala yakıcı!

Denizde biraz serinledikten sonra Kaleköy evleri arasından geçiyor ve tepenin diğer tarafındaki lahitleri görmeye gidiyorum. Dönüş saati gelince, tekneye geç kalmamak için meşhur mandalinalı dondurma sırasını es geçmem gerekiyor.

Simena Kalesi’nin bulunduğu yarımadanın kara tarafı Üçağız Köyü’ne yaklaşık 1 km mesafede. Kaleköy (Simena Antik Kenti)’den Üçağız Köyü (Theimussa Antik Kenti) yürüyerek veya araç ile ulaşabilirsiniz.

Simena Antik Kenti - Likya lahitleri
Simena Antik Kenti – Likya lahitleri

Kekova Adası ve Dolichiste Antik Kenti

Kekova bölgesinin üçüncü büyük antik kenti (Dolichiste) ise depremle  yıkılmış ve terkedilmiş bir ada üzerinde kurulmuş. Batık şehir olarak tanına ada üzerinde antik Likya uygarlığından ve Doğu Roma döneminden kalıntılar görülebilir.  Adada yerleşim bulunmuyor. Tur tekneleri gün boyunca bu adanın etrafındaki koylarda yüzme molaları veriyor ve gün batımında Üçağız Köyü limanına geri dönüyor.

Kekova Adası’nın antik yerleşim bölgesinden geçerken tur rehberi genel bilgiler veriyor. Teknenin yan tarafından baktığımızda Batık kentin yamaçlarında kalmış, Roma dönemi tarihlenen silah ve erzak depolarını görebiliyoruz. Tur rehberimizin anlattığına göre, Likyalılar adanın yükseklerinde iki sarnış açmış ve yağmur suyunu biriktirmişler. Temiz suyu su kanalları ile evlere dağıtıyorlarmış (MÖ 4. yüzyıl).

Yamaçtan su altına kadar inen basamaklar şehir merkezinin sular altında kaldığını gösteriyor. ın en önemlisi göstergesi. Rehberin işaret ettiği bir Likya evi kalıntısında, çatıda üç delik olduğu görünüyor. Likyalılar bu deliklerden kalas geçirerek çatı çatı inşa etmişler.

Likya yapıları yekpare kaya parçaları ile yapılmışken Roma döneminde medeniyet ilerlemiş. Bizans yapılarında, kayalar arasında harç izleri görüyoruz.

Tekne ada etrafında dolaşmaya devam ediyor. Kayaların su ile ıslandığı bir bölgede Roma dönemi hamam ve soğuk hava deposu kalıntısı görüyoruz. Liman kalıntısının da büyük bölümü su altından seçilebiliyor.

Teknenin altındaki cam bölmeden denizin içinde kalan amforaları görüyoruz. Bu toprak testilerde zeytinyağı ve şarap muhafaza edilmiş.

Simena Antik Kenti - Helenistik dönem antik tiyatrosu
Simena Antik Kenti – Helenistik dönem antik tiyatrosu

Simena Antik Kenti ve Likya yapıları

Batı Akdeniz kamp rotamızın ikinci etabındayız. Dün Kaş tepelerinde yorucu bir tırmanış yaptıktan sonra bugünkü ilk durağımız Apollonia Antik Kenti oldu. Artık tepelerden seyrettiğimiz Akdeniz mavisi ile kucaklaşma vaktimiz geldi! Üçağız Köyü iskelesinde lezzetli bir balık ziyafetinden sonra günü tembellik yaparak geçirmeyi ve bir köy pansiyonunda konaklamayı planlıyoruz.

Kahvemizi içerken limanda demirlemiş teknelerin dalgalar ile dansını seyrediyoruz. Bu esnada, hava bulutlanmaya başlıyor ve denizin üstüne bir kaç yağmur damlası düşüyor.

Fazla oyalanmayalım, hava bozmadan Simena Kalesi’ni görelim istiyoruz. Köy meydanı, tur otobüsleri ve misafir araçlar için otopark şeklinde düzenlenmiş. Köy sokaklarında dolaşmaya vaktimiz yetmiyor ama genellikle merdivenle çıkalan dar sokaklar hatırlıyorum. Meydanı geçiyor ve Kaleköy’e doğru sürüyoruz. Toprak yol, tepenin ardına kadar devam ediyor. Aracımızı parkettikten sonra kaleye doğru tırmanan patikayı takip ediyoruz.

Tepenin üzerine vardığımız düzlükte, sağ tarafımızda Simena Kalesi Müze girişini görüyoruz. Tepenin diğer tarafına doğru yürüyerek antik Likya lahitlerini de görebilirsiniz.

Köydeki ve özellikle liman bölgesindeki yerleşim izlerinin Pers hakimiyeti ve Likya beylik döneminden MS 1500 yıllarına kadar kesintisi devam ettiği anlaşılıyor. Depremlerden hasar görmüş klasik dönem yapıları, orta çağda devşirilerek, tepenin üzerinde yeni bir kale inşasında kullanışmış. Ana yerleşim yukarıya taşınmış. Yeni sur duvarlarının arasında kalmış, ev tipi bir Likya mezar yapısı dikkatimizi çekiyor.

Bu döneme ait, limana yakın bir hamam yapısı tespit edilmiş. Kale surları içinde ise yekpare kaya üzerine oyulmuş yedi basamaklı bir tiyatro yer alıyor. Helenistik döneme tarihlenen bu yapılar, yerleşimin modern bir kentleşmeye doğru ilerlediğini gösteriyor.

Surların hemen altında kalan Roma dönemi Kilise yapısı, Osmanlı döneminde Cami olarak biçimlendirilmiş. Günümüzde yapılan restorasyon çalışmalarının ardından halen ibadete açık durumda. Cami avlusundaki antik dönem mozaiklerini, zemini koruyan camekan üzerinden seyrediyoruz.

Simena Kalesi surlarından masmavi manzarayı seyrediyoruz. Beklenmedik şekilde gelen bir telefon ile günün kalanı için planlarımız değişiyor ve köyden ayrılıyoruz.

Tyberissos Antik Kenti - Likya dönemi kaya mezarı
Tyberissos Antik Kenti – Likya dönemi kaya mezarı

Tyberissos Antik Kenti – Kaya mezarı

Günün son sürprizi bizi Kaş-Demre karayolu üzerinde karşılıyor. Tyberissos Antik Kenti ile anılan bu kaya mezarı yol üzerinden dikkatimizi çekiyor. Antik Likya mezarı, gerek gösterişli işçiliği gerek ise adak sunağı ile bir kahramana veya önemli bir devlet adamına ait olduğu fikrini uyandırıyor.

Kekova Özel Koruma Bölgesi’nde yer alan Tyberissos ve Istlada antik kentlerini ise bir sonraki seyahatimize erteliyoruz. Gün batarken, Demre merkezine doğru yola devam ediyoruz.

26.09.2015

25.10.2021

 

8 thoughts on “Kekova ve Simena Antik Kenti

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir