Kuzey Ege’yi kıyı kıyı gezdiğimiz bir hafta süren rotamızın son durağı Urla‘dan eve dönüş vakti geldi. Kahvaltının ardından toparlanıyor, çoktan iş başı yapmış ahali ile ve çitlerin sonuna kadar peşimizi bırakmayan oyunbaz kangallarla vedalaşıp yola çıkıyoruz. İstanbul’a dönüş trafiğine karışmadan biraz sabah keyfi yapmak ve birer sabah kahvesi içmek için İzmir-Seferihisar yolundan güneye sapıyor ve ilk tabeladan Gödence Köyü’ne doğru gidiyoruz.
Gödence Köyü ve zeytincilik
Bu köye ilk kez, geçen sene de zeytinyağı sıkımı için gelmiştik. Zeytin dolu kasaları fabrikaya indirmiş ve sıkım sonuna kadar işin başından ayrılmayan titiz patronumuzu fabrikada bırakıp köy sokaklarında gezmeye çıkmıştık. Gödence Tarım Kooperatifi (1972) çatısı altında toplanmış bu sıkımhaneler yılların ustalığı ile teknolojiyi bir araya getirip soğuk sıkım yapmak isteyen çiftçilere hizmet veriyor. Köyün sokaklarında gezerken muhtar amca ile tanışmış, köy meydanına kadar sohbet ederek yürümüştük.
Geçen sene Pazar günü öğlene doğru geldiğimizi düşününce, Cumartesi sabahı için ortalık sakin görünüyor. İşbaşı yapan gençler çoktan Seferihisar’a gitmiş, esnaf dükkânını açmış. Muhtarlığın yanındaki kahvehanenin rengarenk sandalyelerinde manzaraya karşı iki sade ve üç çay içiyor, 5 TL hesap ödüyoruz.
Göcence Köyü ve üzüm tarımı, şarapçılık
Yerel kimliğine sahip çıkan ve bu yönde projeler üreterek Türkiye’den cittaslow hareketine kabul edilen ilk şehir olan Seferihisar’a bağlı Gödence Köyü, deniz kenarında değil iç tarafta kalıyor. Kızıldağlar yamaçlarında uzanan, sonbahar renkleri ile ton ton sararmış, kızarmış üzüm bağları ile çevrili bir tepede kurulu köyün manzarası çok güzel!
Tarihte de, üç bin yıllık İon antik kentlerinden birisi olan Teos‘un zeytinyağı ve şarap merkezi olmuş Gödence, bugün de zeytinyağı sıkım fabrikalarına ve şaraphanelere ev sahipliği yapıyor. Alaçatı rotası sırasında araştırdığım üzere, yüzyıllarca üzüm ve zeytin üretilmiş topraklarda yaşanan büyük acılar, savaşlar ve göçlerden sonra bu topraklarda bir süre tütün ekilmiş ve vazgeçilmiş olsa da bugün bağcılık tekrar yaygınlaşıyor, sağlıklı ve doğal yöntemlerle verim artırılmaya çalışılıyor. Köyüne dönen şehirliler, ilk kez köye gelen şehirliler ve deneyimli çiftçiler arasında güçlü bir dayanışma kuruluyor. Bu amaçla yapılan organizasyonlar ve etkinlikler ile Urla ve Çeşme yarımadalarında nerede ise festivalsiz köy kalmamış!
Urla Bağ Yolu
Gödence meydanındaki ve birkaç gündür gezdiğimiz diğer köylerdeki yönlendirme tabelaları dikkatimi çekiyor. Son bir kaç yıldır, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği ve Urla Şarap Üreticileri ve Bağcılık Derneği’nin önderliği ile bölgede yeniden canlandırılan bağcılık ve şarapçılık ile ilgili haberleri okuyordum. Gelişmeleri somut olarak da görmek beni sevindiriyor. Köy meydanlarında ve çıkışlarında yürüyüş, bisiklet, zeytin ve bağ rotaları için tabelalar eklenmiş ve yönlendirmeler yapılmış.
Buralara kadar gelmişken siz de yol üstündeki zeytinyağı sıkım fabrikalarını ve şaraphaneleri ziyaret edebilirsiniz. Şarap üretim süreci hakkında sohbet edebilir, tadım ve alışveriş yapabilirsiniz. Biz geçen sene, yine bu zamanlarda USCA Şarapevi‘ne gitmiştik. Güzel bir sohbetin ve tadım sırasında üretim süreci ve standartlar hakkında pek çok şey öğreniyoruz ve akla ilk gelen sorunun cevabını artık biliyorum!
Beyaz şarap yeşil üzümden, kırmızı şarap kara üzümden mi yapılır? Hayır böyle bir genelleme yapılamaz. Şaraba, fermantasyon sürecine eklenen üzüm kabuğu renk verir.
Siz de bağda dolaşmak ve bağ bozumuna katılmak isterseniz rezervasyon için irtibata geçebilirsiniz!
12.11.2016
Güzel bir gezi yazısı olmuş. Teşekkürler. Bir de güncelleme yapmak istiyoruz artık Gödence Köyü’nün bir de oteli var. Gödence Hotel Restoran.
Gezip görmek isteyenler için güzel bir konaklama deneyimi sunuyor.
İlginiz ve beğeniniz için teşekkürler Sinan bey. Bu sene de hasat zamanında tekrar Gödence’ye gelmeyi çok isteriz!