Güney İngiltere boyunca ondan fazla şehre hayat vererek akan ve Kuzey Denizi’ne dökülen 346 km uzunluğundaki Thames, İngilizlerin deyimi ile “Nehir” ve sadece “The Thames” olarak anılıyor.
Londra‘da geçirdiğim beş gün boyunca Thames üzerindeki farklı köprülerden geçtim. Orta yerinde tripod kurup uzun uzun seyrettim. Ne Boğaz gibi mavi, ne Haliç gibi balık kokulu olan Thames Nehri, hem tarihi hem de modern dünyayı kıyılarında biriktirerek başkentin tam da orta yerinden kendi halinde akıp geçmekte.
Hanedanlık savaşları, sanayi devrimi, Dünya Savaşları sırasında Londra ve ülke tarihindeki önemini korumuş ve adeta şehre hayat vermiş.
Londra’ya bir seyahat planlıyor iseniz, her yıl Eylül ayında düzenlenen The Thames Festivali de aklınızda bulunsun! Dünyada kaç tane nehrin kendi adına düzenlenen geleneksel bir festivali vardır ki?
Havalimanından aldığım turistik haritaya ve nehrin internet sayfasına göre turistik Londra merkezinde Westminster Sarayı ve Kale (Tower of London) arasında dokuz tane köprü bulunuyor.
Bu aralıkta, nehir boyunca her iki kıyıda da kesintisiz olarak yürüyebilir, koşabilir, bisiklete binebilir veya istediğiniz köprüden karşıya geçebilirsiniz.
Thames Nehri üzerindeki köprüler:
Londra’nın boynunda inci bir gerdanlık gibi sıralanan Thames Köprüleri’nden bir o yana bir bu yana geçtim.
1- Thames Nehri’nin batısında kalan, Big Ben Saat Kulesi’nin devamındaki Westminister Köprüsü, güzel manzarası ile turistler tarafından en çok yürünen ve fotoğraflanan köprü olmalı!
2- Nehir kenarındaki Embankment metro durağından çıktığınızda göreceğiniz Hungerford Köprüsü’nün üzerinden tren yolu da geçmekte. Günün lacivert saatinde Waterloo Köprüsü’nü seyredebilirsiniz. Hungerford Köprüsü‘nün kuzey ayağındaki döviz gişesinin tabelasında TL kuru da gördüm. Gişe o saatte kapalı idi. Komisyon oranı için sorulabilir.
3- Waterloo Köprüsü hem manzarası hem de tripod ile çekim rahatlığı ile en sevdiğim köprü. Gün batımında Waterloo Köprüsü‘nden gördüğüm manzara da Westminster Sarayı, London Eye ve Hungerford Köprüsü yer alıyor.
4- Sadece yaya trafiği için açılmış olan Milennium Köprüsü aynı zamanda şehrin en genç ve modern tasarımlı köprüsü.
5- Tarihi bir köprü olan Blackfriars Köprüsü ismi ile ilki cumbaları ile yaya ve otomobil yolu, diğeri tren yolu olarak inşa edilmiş paralel iki köprü var.
6- Gecenin karanlığına renk katan London Köprüsü yine modern bir tasarıma sahip.
7- Benim için gece Thames nehrinin doğusunda sona eriyor: Tower Bridge (Kule Köprüsü).
23-27.09.2012
6 thoughts on “Thames ve köprüleri”