Bugün, Armutlu Yarımadası’ndan ayrılacak ve körfeze doğru yol alacağız. Kuzey Ege kamp rotamızın devamında bir kaç alternatifimiz var. Batıda Bursa Karacabey longoz ormanlarına, güney batıya doğru Karadağ ormanlarının içlerine veya güneyde Çataldağ zirvesine (+900 metre) doğru devam edebiliriz.
Körfezde, Gemlik merkezinde fazla zaman geçirmiyoruz. Sahilde güzel bir öğle yemeği yiyoruz. Market alışverişi yapıyor batıya doğru ilerliyoruz. Otobana çıkmadan eski yoldan ve köy yollarından devam ediyoruz. Uluabat Gölü’nü geçtikten sonra kuzeye yöneliyoruz. Longoz ormanlarına yaklaşırken iklim de yumuşamaya başlıyor. Yol kenarlarında mevsimi geçmiş ve kurumuş ayçiçeği tarlaları görüyoruz.
Üçüncü alternatif olarak, Balıkesir yönünde devam etmeyi seçerseniz Misya (Mysia) Yürüyüş Yolları projesini de incelemenizi öneririm. İşaretlenmiş rotaları takip edebilirsiniz.
Karacabey Longoz Ormanları
Hayırlar Köyü’nden geçerken Longoz tabelalarını görmeye başlıyoruz. Önceki yıllarda, yine kurak günlerde Kırklareli İğneada Longoz ormanları ve Samsun’da Galeriç Longoz ormanları yakınlarında, Kızılırmak deltasında kamp kurmuştuk.
Bu sene Marmara kıyılarında da uzun süredir yağış olmadı. Sonbaharda, longoz (subatan) ormanlarında nasıl bir doğa ile karşılacağımızı tahmin edemiyoruz. Bölge, Bursa Valiliği denetiminde görünüyor. Her zaman ziyarete açık mıdır veya kamp için uygun mudur bilmiyoruz. Longoz ormanının güzelliklerini tam anlamı ile görebilmek için, ilkbahar aylarında gelmek daha iyi olabilir! Peki, biz bu akşam nerede kamp kuracağız?
Kamp yerinin belirlenmesi
Karacabey longoz ormanlarına varmadan uygun bir yaylada kamp kurmak niyetindeyiz. Ekmekçi Köyü’nü geçtikten sonra ana yoldan ayrılıyor ve orman yoluna sapıyoruz. Yaklaşık 5-6 km orman yolunu takip ediyor ve 350 metre kadar yükseliyoruz. Köyün yaylasına çıkıyoruz. Yayla parsellenmiş görünüyor. Yaylaya çıkan yol kenarları çit ile kapatılmış ve içeride çoban çadırları ile ahır çitleri var. Burası kamp kurmak için uygun olmadığı için toprak yolu takip ederek 550 metre rakıma kadar tırmanıyoruz.
Orman yolu sonbaharın tüm güzelliği ile devam ediyor. Geçtiğimiz yollarda kayın ağaçları yükseliyor. Yer yer “kesim alanı” tabelaları görüyoruz. Bölge kesim alanı olduğu için toprak yol da genişletilmiş. Geçtiğimiz bir kaç düz alanı haritada işaretliyorum.
Yarış Göleti kıyısına doğru inişe başlarken sağ tarafta yeni açılmış sapağı farketmiyor ve yola devam ediyoruz. Yol gittikçe bozulmaya başlıyor. Bu saatlerde, ikindi güneşi de ormanda kaybolmaya başladığı için fazla geç kalmamalıyız. Oyalanmadan geri dönüyor ve uygun bir düzlükte yerleşiyoruz.
Ormanda zaman nasıl geçiyor?
Akşam yemeğinde, buraya gelirken yol kenarlarında görüp topladığımız iki şemsiye mantarı (Macrolepiota Procera) var. Mantarların çapları 30 cm’e yaklaşıyor ve ikimize yetiyor.
Bugün 100 km’den fazla yol geldik ve yorulduk. Hava erkenden soğumaya başladı. Dolunay henüz gökte yükselmeden çadıra giriyoruz.
Gece baykuş sesleri ile uyandım. Dolunayın ışığı çevremizdeki heybetli ağaçlar arasında kayboluyor ve çadırımızı aydınlatmıyor. Sakin, sessiz bir gece.
Sabah hava serin ve hafif bir rüzgar var. Kahvaltıyı gölgelik çadır içinde hazırladık. Kahvaltı yaparken orman içlerinden testere sesleri duyuyoruz. Ormancıların mesaisi başlamış olmalı!
Yarım saat kadar sonra yoldan bir ormancı kamyoneti (kırmızı renkli – OGM’ye bağlı) geçti ve bir görevli yanımıza geldi. Kim olduğumuz, nereden geldiğimiz gibi sorular sordu. İzin alıp almadığımızı sordu. İzin almadığımızı ve yarın gideceğimizi söyledik. Kamp kurduğumuz bölge onun yetki alanında olmadığını ancak burada kamp kurduğumuz için ceza alabileceğimizi söyledi.
Kahvaltıdan sonra eşyalarımızı düzenledik ve bulaşıkları yıkadık. Güneş henüz yükselmediği için su bidonu da henüz ısınmamış.
Daha önce bu kadar zengin bir kayın ormanına gelmemiştik. Boşalan su bidonumuzu ve mantar sepetimizi alıp yürüyüşe çıkıyoruz.
Dün akşam üstü araç ile gidemediğimiz Yarış Göleti’ne bu sabah yürüyerek ulaştık. Sahilden başlayan ve longoz ormanları içinden geçen soşe yol, Bayramdere ve Yarış köylerini bağlıyor. Yol üzerinde çeşme bulabilirsiniz.
Yaklaşık 2 km inişten sonra (300 metre) şose yola çıkıyoruz. Yaklaşık 500 metre sonra da Yarış Göleti’ni görüyoruz. Kuraklık maalesef bu göleti de etkilemiş. Su oldukça çekilmiş ve gölet zemininde inekler geziyor. Gölet çevresi kamp kurmak için uygun görünmüyor.
* * *
Şose yol üzerindeki çeşmede iki bidon su dolduruyor ve indiğimiz rampadan geri tırmanıyoruz. Elimiz kolumuz dolu iken 2 km tırmanmak biraz yorucu oluyor. Bir kaç kez mola verip manzarayı seyrediyoruz. Güneş yükseldikçe ormanı ve denizi örten pus dağılıyor, tepenin ardından İmralı Adası görünüyor.
Öğle yemeği öncesinde biraz oturup dinlendik. Masada scrabble oynarken başka bir kırmızı kamyonet geldi. Görevli, yarından itibaren bölgede kesim yapılacağını eğer burada kalacak isek izin almamız gerektiğini söyledi. Yarın sabah erken saatte ayrılacağımız için bir sorun olmayacak. Kesim alanında bulunmak can güvenliğiniz için risklidir ve yasaklanır.
Öğleden sonra ormanın diğer tarafına doğru kısa bir yürüyüş yaptık. Bu akşam sepetimiz boş kaldı. Bir kaç yeni mantar türü buldum ama net olarak tanımlayamadım.
Tam da çadırın karşısında görünen ağulu mantarlar oldukça fotojenik duruyor. Hava kararmaya başladığında tripodu çıkarıp uzun uzun pozlama niyetim var. Ağulu mantar (Omphalotus illudens) albenili rengine ve etli şapkasına ile aldatıcı ve oldukça zehirli bir tür. Karanlıkta ışık saçan bir mantar olarak da biliniyor (biolüminesans).
Ormanda kamp kurduğumuzda telefondaki saatten ziyade güneşe bakıyoruz. Sabah olup da güneş çadırımızı aydınlattığında uyanıyor ve hava kararmadan akşam yemeğimizi yiyoruz. Hava nemli ise gün batımı ve gece daha da serin geçiyor. Çevre köylerde okunan ezanların sesini bir kaç km öteden rahatça duyabiliyoruz.
Gün batımı ile birlikte hava da hızla serinliyor. Saat fazla geç olmadan toparlanıyor ve çadıra giriyoruz. Kitabımda daha bir kaç sayfa çevirmişken gözlerim kapanıyor. Gece öyle sessiz ve karanlık ki, deliksiz uyuyorum.
* * *
Bu sabah erkenciyiz. Saat henüz 8 ve hava sıcaklığı 10 derecenin altında. Çay demlenirken çadırları ve kamp eşyalarımızı toplayıp araca yerleştiriyoruz. Kahvaltının ardından yola çıkacağız.
Yarış Göleti kıyısından geçiyor ve köy yollarını takip ediyoruz. Bugün Bergama’ya ulaşmayı hedefliyoruz. Balıkesir Gönen yönünde devam edecek olursanız, işaretli Artemea Yolu rotasını da araştırmanızı öneririm.
11-12.10.2022