Likya topraklarından uzaklaşıyor ve Antalya’nın doğu sahilinde ilerliyoruz. Dün gece Köprülü Kanyon yakınlarında kamp kurduk. Selge Antik Kenti‘nden inerken başlayan yağmur tüm gece devam etti. Bugün Manavgat topraklarını besleyen diğer bir vadiye gidecek ve Lyrbe Antik Kenti’ne tırmanacağız.
İlçe merkezine varmadan, Manavgat Şelalesi yoluna sapıyoruz. Yol boyunca, tarihi Naras Köprüsü’nü ve antik dönem su kemeri kalıntılarını görebilirsiniz. Bucakşeyhler Köyü’nü geçtikten sonra ise Lyrbe Antik Kenti’ne kadar gidecek olan orman yolunu takip edeceğiz.
Naras Köprüsü
Köprü, Manavgat Irmağı’nı besleyen kollardan birisi üzerine 13. yüzyılda, Selçuklular dönemine inşa edilmiş. Köprü inşası, Side Antik Kenti’ne su taşımış kemer kalıntıları üzerine oturtulmuş (MS 2. yüzyıl). Yapımında yöresel konglomera tipi taşlar, kesme taşlar ve Roma (Horasan) harcı kullanılmış.
Lyrbe Antik Kenti
Antik kent, 2021 yaz aylarında on gün boyunca süren orman yangınlarından nasibini aldı. Yangından üç ay sonra, kentin üzerine çökmüş pus ve is kokusu genzimizi yakıyor.
Lyrbe Antik Kenti de komşuları gibi 1800’lü yıllarda Avrupalı gezgin araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılmış. Yakın zamana kadar bölgeye araç ulaşımı mümkün olmamış. Diğer yandan, köylüler tarafından kaçak olarak kazılmış ve yağmalanmış. Bazı önemli parçalar zengin tüccarlara pazarlanarak yurt dışına kaçırılmış. Resmi ve bilimsel koruma çalışmaları ancak 1972-79 yılları arasında kısıtlı ulaşım imkanı ile yürütülmüş. Bu sayede kentin bilinirliliği de artmış.
- Lyrbe Antik Kenti – Agora girişi
Antik kentin kuruluşu
Büyük İskender’in beklenmedik ölümü sonrasında bir varis bırakmamış. Makedon liderin kurduğu geniş imparatorluk, komutanları arasında üç asır kadar sürecek bir iktidar mücadelesine sahne olmuş.
Antik kent modern dünyaya ilk tanıtıldığında, İskender’in komutanı Selevkos adına kurulmuş kentlerden birisi ve isminin “Seleukeia” olduğu ileri sürülür. Tespit, kentteki helenistik dönem mimari izlere ve antik dönemde yazılmış bir kitaba (Stadiasmus Maris Mayni) dayandırılır.
Bu kitap, Akdeniz’de ticaret yapan denizciler için hazırlanmış ve Akdeniz liman kentleri, seyir mesafeleri ve istikametler hakkında notlar içeriyor. Ancak, bu kent bir dağ yerleşimidir. Ne Akdeniz’e kıyısı vardır ne de Manavgat Nehri’ne erişimi! Temiz su ihtiyacını sarnıçlar ve su kemerleri ile karşılar.
Günümüzde, kentin antik Pamfilya yerleşimlerinden birisi olarak kurulmuş olduğu görüşü hakimdir. Yüzey araştırmaları sırasında bulunmuş Sidece yazılmış bir tablete dayanarak kentin ismi “Lyrbe” olarak ifade ediliyor.
İki bin yılı devirmiş, depremler ve yangınlar görmüş yapıların bu kadar zengin ve etkileyici olabileceğini beklemiyordum. Agora meydanı bile başlı başına kente has detayları ile bizi hayran bırakıyor. Orman patikasını takip ederek Büyük (Mezarlık) Kilise’ye gidiyoruz. Hamam kalıntılarına gitmeden, yarı yoldan dönüyoruz.
Peşimizdeki yağmur bulutlarının nemi ile artan toprak ve is kokusu, çevredeki taze çöp yığınları, cam kırıkları boğazımızda düğümleniyor. Bu kadar zengin, gösterişli ve ulaşımı kolay bir antik kentin cazibe merkezi olması mümkün iken gördüğümüz hali bizi üzüyor.
- Lyrbe Antik Kenti – Agora
Antik kent yapıları
Kent surlarının önünde aracımızı parkediyor ve agoraya yürüyoruz. Agoranın çevresindeki yapıların girişleri hali hazırda ayakta ve yanmış ağaç dalları ile sarılmış. Meydandaki pano esmerleşmiş rengi ile okunaklı. Genelde bu tarz panolara göz ucu ile bakar geçerim. Agoraya açılan kapıların gizemini anlamak için faydalı olacaktır. Es geçmeyiniz!
Günümüze ulaşmış kent yapılarının çoğu Agora çevresinde görülebilir. Yapılar hakkında detaylı açıklamaları bu makalede okuyabilirsiniz.
Antik kentin ticaret ve yönetim merkezi olmuş agora, sütunlar ve çift katlı yapılar ile çevrilmiş. Agoradan bu yapılara açılan 6 tane kapı görünüyor. Uzun kenarda (Doğu yönünde) Odeon olabilecek, yarım daire şeklinde bir yapı ve dükkanlar yer alıyor. Kısa kenarda (Kuzey yönünde) zemininde bulunmuş mozaiklere istinaden Kütüphane ve arşiv odası olarak düşünülen yapılar sıralanmış. Agoranın Helenistik dönemde (MÖ 2. yüzyılda) inşa edildiği ve Roma döneminde (4-5. yüzyıl) eklemelerle genişletildiği kaydedilmiş.
Bilgilendirme panosunda Odeon olarak ifade edilmiş yapı üzerine yazılmış akademik bir makalede, bu bölümün Lybre agorasının en dikkat çekici bölümü olduğu açıklanıyor. Öyle ki, epigrafik ve arkeolojik değerlendirmeler neticesinde yapının, antik dönemin bilinen tek örneği olduğu söyleniyor.
Çalışma, kapının lentosuna kazınmış ve belli belirsiz okunabilen “Nektareion” kelimesine dayandırılıyor.
- Lyrbe Antik Kenti – Dükkanlar
Lyrbe Mozaikleri
1970’lerde yürütülmüş kurtarma kazıları sırasında, kent zeminini süslemiş iki önemli mozaik tespit edilmiş. Orpheus ve Bilgeler Mozaikleri bugün Antalya Müzesi’nde sergileniyor. Bu iki önemli zemin mozaiğin bulunup müzeye taşındığı kent yapısı ise Kütüphane olarak anılıyor.
Lyrbe’de bulunan “Orpheus Mozaiği”, Orpheus mitololojisine atfedilen en eski tarihli zemin mozaikleri arasında sayılıyor (1-2. yüzyıl).
Yaklaşık 15 metrekare genişliğindeki “Bilgeler Mozaiği”nin orta bölümü büyük hasar görmüş. Çerçevesinde yazılmış bilge isimleri ise okunabiliyor. Günümüzde, bilinen en kalabalık bilgeler mozaiği olarak görülmeye değer! 16 bilge isim arasında filozoflar, şairler ve hatipler sıralanıyor.
31.10.2021
2017 ve 2019 yıllarında ziyaret etmiştim. İlk ziyaret ettiğimde nasıl bu şekilde korumasız halde diye kendime sormuştum. 2021 Manavgat Yangınında zarar gördüğünü duyunca çok üzülmüştüm. Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla yine kendisini kurtarmış gibi gözüküyor. Keşke bu felaketi hiç yaşamasaydık. Yemyeşil çam ağaçları arasında muhteşem bir ambiansı vardı. Umarım doğa tekrar canlanır ve eski güzel görüntüsüne geri döner.