Doğu Karadeniz yaylalarını gezmeye devam ediyoruz. Beden saatimiz yayla şartlarına adapte olmaya başladı ve sabah güneş doğarken uyanıyoruz. Bugün Gito Yaylası‘ndan buzul göllerine kadar yürüyüş yapmayı ve üst yayla olan Ambarlı Yaylası’na çıkmayı planlamıştık.
Halbuki hava oldukça yağışlı ve gün doğumunu fotoğraflamak için de yeterli ışık görünmüyor. Bu sabah tembellik hakkımı kullanarak saat 06:30’a kadar yataktan çıkmıyorum!
Kahvaltıdan sonra biraz dolaşıp hava durumunu yoklayalım istiyoruz. Lakin yoğun sis Koçira’dan fazla uzaklaşmamıza izin vermiyor. Meğer bu havada tek kaybolanlar bizler değilmişiz. Ambarlı’dan haber gelmiş ve bu sabah bir boğa kaybolmuş! Köylüler boğayı aramaya çıkmışlar ama Kocayusuf’un kapmış olmasından endişeliler. Köylüler ayılara Kocayusuf diyor.
Buzul gölleri yürüyüşünü iptal edip şansımızı Ambarlı Yaylası’ndan yana denemeye karar veriyoruz. Araç ile bir üst yayla olan Ambarlı’ya çıkıyoruz.
Ambarlı Yaylası’nın rakımı yaklaşık 2500 metre ve toprak yol ile ulaşım yaklaşık bir saat sürüyor.
Maalesef Ambarlı göğünde de bulutlar hakim ve sis dağılmıyor. Derin bir vadiye doğru uzanan yamaç üzerinde kurulmuş yaylada yaklaşık 30 hane var.
Birbirimizden fazla ayrılmadan evlerin sonundaki çitlere kadar yürüyoruz. Çitin kenarında bir cami ve yayla zamanı vefat ettikleri için burada gömülmüş iki kişinin mezarı var.
Çitin ötesi ise kuzey yönünde derin bir uçuruma bakıyor. Bizi buralara kadar getiren manzarayı görememiş olsak da tertemiz havayı ciğerlerimize çekip geri dönüyoruz.
Ambarlı Yaylası’nda bir yayla evine misafir oluyoruz!
Zaman ilerledikçte sis ağırlaşıyor. Yaylanın girişinde, bal kovanları arasında kalmış Maksude ablanın evine misafir oluyoruz. Maksude ablanın işi çok. Yine de misafiri görünce geri çekilmiyor ve tüm misafirperverliği ile bizi içeri davet ediyor. Sabahtan bu yana kuzine üzerinde kaynamış sütün kaymağından nasıl tereyağı yaptığını izliyor ve fotoğraflarını çekiyoruz.
Maksude abla taze taze hazırladığı tereyağından bizim için bir kaç paket sarıyor. Başka arkadaşlarımız da isterse size nasıl ulaşırız, diye soruyoruz. Meğer her gelen tekrar sipariş vermek için Maksude abla’yı arıyormuş. “Bankanın Pazar şubesine ismimi verin, onlar hesap numarasını bilir” diyor.
Öğle yemeği için bize muhlama hazırlıyor. Kuzine ateşinin yanı başında hep birlikte sofra kuruyor ve yemek yiyoruz. Gito Yaylası‘na döndüğümüzde kayıp boğadan da iyi haberler geliyor. Köylüler yaramaz boğayı bulup ahırına götürmüşler.
20.08.2012