Bu akşam Denizcik Gölü’nü seyreden bir ormanlık alanda çadır kampı kuruyoruz. Yarın ise Milas’a doğru yola devam edeceğiz.
Güney Ege kamp rotamızıda mümkün olduğunca İç Karia kültür rotasını takip etmeye çalışıyoruz. Rotaya Keramas (Milas Ören) Antik Kenti sahilinden başladık. Uyku Vadisi’ne indik ve Gökçeler Kanyonu boyunca işaretli Karia Yolu rotasını yürüdük.
Gökçeler Kanyonu ve İncirliin Mağarası
Vadide çok sayıda mağara mevcut ve bir tanesi turistik olarak görülebilir. Bunlar içinde en bilinir olan İncirliin Mağarası 8000 yıllık bir oluşum ve 2008 yılında 1. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiş. Milas Kaymakamlığı ve GEKA (Güney Ege Kalkınma Ajansı) işbirliği ile 2016 yılında turizme kazandırılmış. Damlataş birikimi zengin olan mağaranın içinde MÖ 6000’li yıllara dair yaşam izleri tespit edilmiş. Ayrıca, yine prehistorik döneme ait seramik parçaları bulunmuş. Ağustos 2020 tarihinde, devam etmekte olan pandemi nedeni ile, mağara ziyarete kapatılmış ve içerisini göremedik.
Ağustos sıcağında, vadiyi seyreden teras kafede bir kaç saat zaman geçiriyoruz. Güneşin yatışması ile kanyona inip işaretli parkurda yürüyüşe çıkıyoruz.
Öğle sıcağı yatışana kadar vadi başlangıcında kurulmuş Belediye işletmesinde vakit geçirdik. Çay kahve içtik, manzarayı seyrettik ve sohbet ettik. Ancak güneş dağlar ardına düştüğünde hava biraz serinledi ve biz de kanyona indik. Kah Karia Yolu işaretlerini kah dere yatağını izleyerek bir km kadar yürüdük. Ağustos’un son haftası itibari ile dere yatağı tamamen kurumuş ve genellikle kumluk bir zemini var. Ulu ağaçların altında çok keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. Yaprağı ayrı, meyvesi ayrı dikenli kermes meşesi (quercus coccifera) ile de burada tanıştık!
Dere yatağı ve orman tamamen kuru görünüyor. Bunun nedeni sadece küresel ısınma mı yoksa birkaç kilometre ilerideki turistik tesisin zaten az olan suyu tutması mıdır bilmiyorum.
Gökçeler Kanyonu’na gitmek için mobil uygulamaların önerdiği asfalt yolu tercih edebilir veya özellikle kurak mevsimde toprak yolu rahatça takip edebilirsiniz. Kanyon boyunca devam eden toprak yol önce dere yatağına iniyor ve dereyi geçtikten sonra tekrar yükselerek Ören-Milas karayoluna bağlanıyor. Kanyona kadar asfalt yoldan geldik ancak toprak yol ile ulaşım da oldukça rahat. Kanyon manzarasını seyrederek bir sonraki durağımıza kadar toprak yoldan ilerliyoruz.
Denizcik Gölü Kampı
Akşam konaklamak için kamp kuracağımız yeri belirledikten sonra mıntıka temizliği yapıyor ve yerleşiyoruz. Ormanın yavaş yavaş serinlemeye başladığı saatlerde, akşam yemeğimizi yerken nefis bir gün batımı manzarası seyrediyoruz.
Güneş ve beklediğimizin çok üzerinde seyreden hava sıcaklığı bizi ilk günden yorduyor. Daha dolunayın ışığı gökyüzünde yeni yükselmeye başlarken biz uyuyakalıyoruz.
Gece sakin ve sessiz geçiyor. Güneş ağaçların ardında çadırımızı ısıtmaya başlayana kadar rahatça uyuyoruz. Güne, ormanlık alanın gerisindeki helikopter pistinden gelen pervane sesi ile başlıyoruz. Ses doğada yankı yaparak öyle yükseliyor ki, henüz tam uyanamamış iken ormanda yangın çıkmış olabileceğini ve tepemizde uçan helikopterin az sonra çadırımıza su dökeceğini düşünüyorum.
Doğal göl, daha önce yangın havuzu olarak da kullanılıyormuş. Yeni alınan helikopter ise daha genişmiş ve göl çukuruna inemiyormuş.
Denizcik Gölü’nün yapısı ve oluşumu
Gölün ortaya çıkışı ile ilgili efsaneler anlatışırmış. Kara keçilerinin peşi sıra ormanın içinde çıkagelen çoban abi anlatıyor:
Rivayet bu ya, vakti zamanında buralarda göl yerinde bir köy varmış. Köy halkı hiç misafirperver değilmiş. Bir gün Hızır AS köye gelmiş ve bir evin kapısını çalmış. Kapı duvar! Evlerin kapısını teker teker çalmış ama ne bir hoş geldin diyen olmuş ne de bir ihtiyacın var mı diye soran.
Köylülerin bu tavrını doğru bulmayan Hızır AS köyün yıkılmasını ve su altında kalmasını dilemiş. O gece köy yerle bir olmuş ve sabahında koca bir çukurun dibi su ile dolu bulunmuş.
Bilimsel gerçeklere bakıldığında ise, Denizcik Gölü, Milas çevrsindeki en önemli uvala olarak tanımlanıyor. Yani burası, kalkerli arazinin yer altı ve yer üstü suların aşındırması ile ortaya çıkmış minik minik çukurların zamanla birleşmesi ve kısa bir süre içinde genişleyerek çökmesi ile oluşmuş.
27.08.2020
2 thoughts on “Denizcik Gölü Kampı”